Geçmiş Olsun Türkiye!
6 Şubat gecesi ülkemiz asrın felaketi olarak nitelendirilen büyük bir doğal afet ile sarsıldı. Merkez üssü Kahramanmaraş olan 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler, çok sayıda vatandaşımızın ölümüne ve yaralanmasına neden oldu.
PayPorter Ailesi olarak ülkemizin başına gelen bu büyük yıkımın yaralarını sarmak adına depremin ilk gününden itibaren tüm imkanlarımızı seferber ettik ve etmeye devam edeceğiz.
Bu zorlu süreç toplumuzda deprem bilinci oluşturmanın önemini bir kez daha hatırlattı. “Deprem Bilinci Oluşturmanın Önemi” başlıklı blog yazımızda deprem bilincini nasıl oluşturmamız gerektiğine ve dikkat etmemiz gereken önemli noktalara yer verdik.
Deprem Farkındalığı ve Bilinci Kazanmamış Toplumlarda Yaşanabilecek Tehlikeler Nelerdir?
Deprem tehlikesiyle karşı karşıya olan deprem farkındalığı ve bilincine kavuşmamış toplumlarda, olası deprem felaketlerinde büyük bir kaos durumu yaşanması beklenir.
Büyük bir yıkım gerçekleşebilir; bu nedenle barınma ihtiyacı ortaya çıkacaktır.
Kötü niyetli insanlar yağma olayları gerçekleştirebilir.
Hijyen sorunu ortaya çıkabilir.
Salgın hastalıklar başlayabilir.
Büyük oranda maddi ve manevi kayıplar yaşanabilir.
İnsanların hangi davranışlar sergilemesi gerektiği konusunda eksik kalabilir.
Psikolojik ve sosyolojik tahribat gerçekleşebilir.
Unutmayın! Toplumlar depremin farkına vararak bir deprem bilinci oluşturabilirse bu kötü senaryoların önüne geçmek mümkün. Peki ya bu kötü senaryoların önüne geçmek için neler yapılabilir?
Deprem Farkındalığı ve Bilincini Artırmaya Yönelik Neler Yapılabilir?
1. Deprem Gerçeğini Kabul Etmeliyiz.
Öncelikli olarak üzerinde yaşadığımız Anadolu coğrafyası genç oluşumlu bir toprak parçasıdır. Bu nedenle anakaya devamlı olarak hareket halindedir. Ayrıca ülkemiz, aktif bir fay kuşağında yer almaktadır. Bu faylar DAF, KAF ve Ege Bölgesi’nde bulunan kırık hatlar olarak sıralanabilir. En anlaşılır haliyle bizler bir deprem coğrafyasında yaşamaktayız.
Doğrudan fay kuşağı üzerinde konumlanan şehirlerimizin sayısı maalesef ki oldukça fazladır. Bununla birlikte bir şehrin depremin yıkıcı etkilerini yaşaması için doğrudan fay kuşağının üzerinde yer almasına gerek yoktur. Deprem, yakınında bulunan birçok şehri etkisi altına alma gücüne sahiptir.
Unutulmaması gereken temel nokta; depremin değil, bilinçsizliğin ve ihmalin ölüme sebebiyet verdiğidir. Deprem gerçeğiyle yaşamayı öğrenen bilinçli bir toplum olduğumuzda depremi minimum zararla atlatabiliriz. Deprem gerçeğini kabullenmeye ve bilinçli bir toplum olmaya birey bazında başlamamız gerekir.
Deprem bilinci oluştururken dikkat etmemiz gereken belli başlıklı noktalar bulunmaktadır:
Depremlerin yapısal etkilerinin anlaşılması: Öncelikle, depremlerin binalar ve insanlar üzerindeki yapısal etkileri anlaşılmalıdır. Bu, deprem ölçeğinin, ortaya çıkardığı hasarların türlerinin ve depremlerin neden olduğu çevresel etkilerin anlaşılmasını gerektirir.
Depremlerin doğal veya insan etkenleri: Depremlerin doğal veya insan etkenlerine bağlı olarak meydana geldiği bilinmelidir. Ülkede meydana gelen depremlerin nedenleri araştırılmalı ve insan etkenleri önlenmelidir.
Depremlerin öngörülmesi: Depremlerin öngörülmesi ve önceden uyarılması konusunda çalışmalar yapılmalıdır. Deprem yönetimi kapsamında öngörülmesi zor olan depremlerin önlenmesi veya en azından hasarının azaltılması önemlidir.
Depremlerin etkilerinin azaltılması: Depremlerin etkilerinin azaltılması için binaların güçlendirilmesi ve mevcut önlemlerin uygulanması gereklidir. Güçlendirme önlemleri, binaların yapısal dayanıklılığını artırmak için kullanılan özel malzemeler veya teknikler olabilir.
Eğitim etkinliği: Sağlıklı, güvenli ve güçlü bir bina yapısı, insanların depremlerden hasar görmemesi için gereklidir. Bunun için, depreme karşı önlemlerin alınması, deprem bilincinin gelişmesi ve deprem sonrası müdahale çalışmalarının yürütülmesi gerekir. Bu konuda eğitim etkinlikleri düzenlenmelidir.
Deprem sigortasına sahip olmak: Bir sigorta kapsamına bağlı olmak, kaybı azaltabilir ve durumu daha hızlı aşmanıza yardımcı olacaktır.
2) Toplum Bilinci ve Katılımı Oluşturulmalıdır
Bireysel farkındalıklar zamanla kollektif bir bilince dönüşerek toplumun geneline yayılacaktır. Bu sebeple deprem farkındalığı ve bilinci ilk olarak bireysel bir şekilde oluşturulmalıdır. Bireylere depremin varlığı kabul ettirilmeli, bireyler deprem hakkında bilgilendirilmelidirler. Daha sonra toplumun geneli konu hakkında bilinçlendirilerek toplumsal katılım oluşturulmalıdır.
Toplumsal katılımın yüksek olması birlik beraberliğinde önünü açmaktadır. Türkiye asrın felaketini yaşarken asrın dayanışma örneğini de tüm dünyaya göstermeyi başarmıştır.
3) Deprem Farkındalığına Yönelik Eğitimler Düzenlenmelidir
Depremle yaşamayı öğrenmenin en önemli adımı eğitimdir. Eğitimli bir bireyin deprem farkındalığı daha fazla olacaktır ve bilinç oluşturmak da kolaylaşacaktır. Bundan dolayı ülkemizde küçük yaştan itibaren herkesin deprem bilinci geliştirmesi için eğitimlere daha fazla yer verilmeli ve toplumun konu ile alakalı farkındalığının artması için daha sık çalışma yapılması gerekir.
Deprem öncesinde alınabilecek basit önlemlerle oluşabilecek hasarlar önlenebilirken, deprem anında ve sonrasında nasıl davranılması gerektiğine dair bilincin oluşturulması da bir o kadar önemlidir. Bundan dolayı deprem öncesinde, deprem sırasında ve deprem sonrasında yapılması gerekenler detaylı bir biçimde bireylere küçük yaşlardan itibaren korku ve endişe yaratmadan anlatılmalıdır.
Daha fazla sayıda insan arasında farkındalık ve hazırlık oluşturmak için okullarda ve kuruluşlarda afet yönetimi eğitimi uygulanmalıdır. Deprem tatbikatlarına önem verilmeli, uygulamalar titizlikle gerçekleştirilmelidir.
Devletler tarafından deprem sonrasında oluşabilecek olası sonuçlar hakkında önceden kriz planları yapılarak afetlere proaktif yaklaşılmalı ve alınan önlemler, yapılan çalışmalar hakkında halk bilgilendirilmelidir.
Eğitim bilgilendirir! Bilgilenmek ise korkunun azalmasını sağlayarak paniğin önüne geçer. Eğitilerek deprem farkındalığı ve bilinci kazanmış bir birey deprem anında sakin kalarak kendisini ve çevresindekileri depremden daha iyi koruyabilir.
4) İlk Yardım Eğitimi Verilmelidir
İlk yardım eğitimi her koşulda önemli olsa da deprem gibi aniden meydana gelen olaylarda önemini daha da artırmaktadır. Ne kadar çok kişi ilk yardım eğitimi alırsa kısa zamanda müdahale daha da yaygınlaşarak büyük felaketlerin önüne geçilebilir.
5) Medyada Deprem Bilincine Yönelik İçerikler Yer Almalıdır
Toplumda afet farkındalığının geliştirilmesine yönelik kullanılan birçok araç bulunmaktadır. Bu araçların afiş, broşür, kitapçık, televizyon, radyo, internet ve sosyal medya, çalıştay, sempozyum ve paneller olduğu söylenebilir.
Medya, depremler ve deprem bilincinin oluşturulması konusunda çeşitli yöntemler kullanarak kamuoyunu bilinçlendirmelidir. Örneğin, afişlerin basılması, kısa filmlerin çekilmesi, radyo programlarının yayınlanması veya televizyon reklamlarının yayınlanması gibi çeşitli yöntemler kullanılabilir. Depremlerin önlenmesi ve insanların buna karşı önlem almaları için bilgilendirme amaçlı kampanyalar düzenlenebilir.
Ayrıca, deprem konusunda güncel bilgilerin kamuoyuyla paylaşılması, uyarıların yapılması ve depremlerin önlenmesine yönelik önlemlerin anlatılması gerekmektedir.
Halk doğru mesajlarla iletişim kanalları üzerinden sürekli olarak bilgilendirilmelidir. Sürekli mesajlar halkta korku ve paniğe yol açmadan bilinçlendirmeye yönelik olmalıdır.
Televizyonlarda depremle ilgili kamu spotlarına ağırlık verilebilir, deprem konulu radyo ve televizyon programları sadece afet zamanlarında değil düzenli aralıklarla gerçekleştirilebilir, markalar depremle ilgili sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştirerek vatandaşların bu konuda bilinçlenmesine katkı sağlayabilir, deprem konulu bilimsel çalışmalar halkın erişimine ücretsiz bir şekilde açılarak bu bilimsel çalışmalardan yararlanmaları teşvik edilebilir.
6) Deprem Haftası’nın Önemi Artmalıdır
‘’Deprem Haftası’’ gibi önemli dönemlerde yapılan etkinlikler vatandaşların daha fazla bilgilendirilerek bilinçlenmesi için önemlidir.
Yine de unutulmamalıdır ki deprem ile ilgili bilgilendirmeler sadece tek bir dönemle sınırlı kalmamalı, sürekli bir biçimde gerçekleştirilmelidir.
Özetle Türkiye bir deprem ülkesidir bu gerçeği kabullenmeli ve hazırlıklarımızı buna göre yapmalıyız. Ülkemiz oluşumu ve coğrafi konumu itibari ile depremden kaçamaz. Toplum olarak bizlerin bu gerçekle yüzleşmesi ve toplumun her ferdinde deprem bilincinin oluşmasını sağlamamız gerekir.
Deprem bilincine sahip bir toplum olmamız ülkemizi depremin sebebiyet vereceği maddi ve manevi kayıplardan en az hasar alacak seviyeye ulaştırır. Ülke olarak en büyük gayelerimizden biri toplumda deprem bilincini oluşturmak olmalıdır.
PayPorter Deprem Bölgesinin Yanında!
PayPorter Ailesi olarak depremde hayatını kaybetmiş olan tüm vatandaşlarımızı rahmetle anıyoruz. Depremden etkilenen vatandaşlarımızın yaralarını bir nebzede olsa sarabilmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Deprem Bölgesi’nde bulunan PayPorter Temsilcilikleri üzerinden gerçekleşecek Havale / EFT işlemleriniz ücretsizdir. Ülkemizin bu zor günlerinde üstesinden geleceğine canı gönülden inanıyoruz.