İlk olarak, fiziksel bir gereklilik olmadığı sürece hiçbir işte cinsiyetin bir kriter olarak göz önüne alınmaması gerektiğini düşünüyorum. Bireyleri cinsiyetlerinden ziyade bilgi, deneyim ve liyakatlerine göre yargılamak önemlidir. Bunun yanında kadın ver erkeğin bir olaya bakışındaki farklılıklar bir ürünün geliştirilmesini zenginleştiriyor, bütünlüyor. O yüzden dengeli bir dağılım sektöre de dinamizm ve verimlilik katıyor.
Bu faydalı çıktıları fark eden kurumlar ve teknoloji, yenilikçi ürünlere ilgi duyan kadınların da artışı ile sektörün dengelenmesi hızlanıyor.
Benim de meslek hayatım finansal sistemler için yazılımcı olarak başladı, bilgi birikimim bu sektörde daha büyük oyuncuların olduğu bankalar içinde gelişti ve toparlandı. Fintech sektörüne kurumsallığın katı kurallarının üzerinden, fintech dünyasının dinamizmi ve son kullanıcılar için güvenli sularda kalmak şartıyla özgür projeler geliştirme imkânı nedeni ile geçmek istedim. Bu kararımdan çok memnunum ve buraya kadın ya da erkek olsun yenilikçi ürünlere hayranlık duyanları ve katkıda bulunmak isteyenleri davet ediyorum.
Şirketimiz çalışanları konusunda tamamen eşitlikçidir. Çalışanların kendini güçlü ve mutlu hissettiği yerde üretmesi olmazsa olmazımızdır. Kimin neye eğilimi varsa, nerede iyi hissediyorsa kişi orada olmalı zira üretkenlik, ancak ruhen ve zihnen açık olanlarda beslenebilir. Hızlıpara Ödeme Hizmetleri olarak 100 kişilik bir ekibiz ve bunların yarısına yakını kadınlardan oluşuyor. Biz de bu dengeyi yakalayan şanslı kurumlardan olduğumuzu düşünüyoruz.
Fintech sektörüne girmek isteyenler, bugün sektördeki rol yelpazesini incelemeliler. Bu işin hangi alanında çalışacaklarını o sektördeki kişilerle konuşarak, sosyal medya, makale vb. gibi kaynakları takip ederek bir proje olarak ele almalılar.
Teknoloji hızla gelişiyor ve gelecekteki roller bugünden farklı olacaklar. Veri analiz edebilen, araçları kolay kullanabilen mümkünse yazılım dili ve algoritmalarına aşina olan, yeni nesil teknoloji terimlerini neler olduğunu bilip bunlar için geliştirilmiş uygulamaları öğrenen, kullanan, meraklı açık zihinli, denemekten yorulmayan ve en önemlisi denemekten coşku duyan kişiler haline dönüşmelerini tavsiye ederim.
Gelecek de bugün de teknoloji demek, teknolojiyi bir uzvu, ayrılmaz parçası gibi düşünen ve kullanan herkese bu sektörde bir rol var.
Aslında bu bir kadın sorunundan ziyade toplumsal cinsiyet eşitliği sorunudur ve olaya bu şekilde bakılmalıdır. Eşit bir dünya hepimiz için daha iyi bir dünyadır. Eşitlik arttığında topluluklar daha sağlıklı olur, işletmeler güçlenir, ekonomiler yükselir ve dünya herkes için daha iyi bir yer olur. Günümüzde toplumsal cinsiyet eşitliği için çalışmalara ağırlık veren markalar ve STK’ları gördükçe bilinçlenmenin başladığına ve gelişeceğine inancım tam. Yine de bunu her sektör için düşündüğümde evet daha çok yolumuz var.
Kadın girişimcilerin ve yöneticilerin desteklenmeye devam edilmesi olumlu bir tutum. İşyerlerinde, aslında çok da kısa bir süre olan doğum izni süresinin bir engel olarak değerlendirilmemesi çok önemli. Bu artık gerçekten de çok eski moda bir düşünce.
Kadınların iş hayatının içerisinde daha fazla yer almasının önündeki engelleri hep birlikte önce zihinlerimizde kaldırabiliriz.
Son birkaç yıldır da bu konuda çalışmalara ağırlık veren markalar ve STK’ları gördükçe bilinçlenmenin başladığına ve gelişeceğine inancım tam.
Öncelikle, tüm kadınların Dünya Kadınlar Günü’nü en içten dileklerimle kutluyorum. Bu özel gün vesilesiyle de tüm dünyada insanların maruz kaldığı adaletsizlik, eşitsizlik, ayrımcılık ve şiddetin son bulmasını diliyorum.
Cumhuriyetimizin 100. yılında da, en ağır insan hakları ihlallerinden biri olan kadına yönelik şiddetin ülkemizde sona erdirilmesi ve kadınların her alanda hak ettikleri konuma gelmeleri için etkin politikalar izlenmesi ve bu alandaki çalışmaları kararlılıkla sürdürebilmesi en büyük dileğim.